“Hangisine yatırım yapmak daha güvenli? Altın mı, döviz mi yoksa gayrimenkul mü?” diye size sorsak, “güven” söz konusu olduğundan ilk cevabınız muhtemelen altın olurdu.
Geleneklerimiz ve alışkanlıklarımız dikkate alındığında en çok tercih ettiğimiz yatırım araçlarından birinin altın olduğunu herkes rahatlıkla söyleyebilir. Fakat son yıllarda altın fiyatlarındaki enflasyona oranla yaşanan ciddi durgunluk, bu duruma gölge düşürmeye başladı.
2011 yılına kadar en karlı yatırım aracı olarak değerlendirilen altın, aynı yılın Eylül ayından itibaren günümüze kadar yatırımcısına %38,9 para kaybettirdi.
2013 yılı ortalarında 77 TL’ye kadar düşen, sonrasında da uzun süre ortalama 80 TL civarında seyreden altının bir anda 98 TL gibi bir rakama yükselmesi tedirgin bekleyişi sonlandırdı ama dudak uçuklatan zarar oranlarını telafi edemedi.
Bu durgun dönem uzun vadede herkesi zarara uğratmıştı. Bu nedenle altınlarını bozdurmayı tercih edenler yatırım araçlarını da değiştirmeye karar verdiler ve çoğu, altından daha karlı olduklarını düşündükleri emlak yatırımını tercih ettiler.
Uzun vadede, doğru planlama ve profesyonel destekle yapılmış bir emlak yatırımının karlı olması sonucu kaçınılmazdır. Bu açıdan kıyaslandığında, altın mı yoksa konut yatırımı mı daha karlı sorusunun cevabı tabi ki konut yatırımları olacaktır.
Nedenini öğrenmek gerekirse, uzmanlar, son dönemdeki bazı yükselişlere rağmen altın piyasasının son 4 yılda yarattığı zararı devam ettirebilecek faktörlerin halen canlı olduğu görüşünde. Gayrimenkul piyasasında ise hesaplar daha iyimser bir tablo çiziyor. 2013’te inşaat sektörünü canlandıracak ve kentsel dönüşüme teşvik edecek yasaların çıkması 2014 yılının, seçim ve benzeri negatif faktörlere rağmen, tarihi bir rekor olan 1165385 konut satışıyla kapanmasını sağladı. Söz konusu verilere dayanan uzmanlar, satışların 2015 yılında %15 veya 20 artacağını öngörüyorlar.
Emlak ve konut yatırımlarına ait kar nakit akışları, Türkiye’nin ve dünyanın ekonomik gidişatı, sanayi ve hizmet sektörlerindeki gelişimi, bunlara bağlı gelişen arz-talep dengesi düşünüldüğünde değer kazanmaya meyilli olarak görünüyor. Çevre koşullarının önemi düşünüldüğünde konut sektörünün parlayan yıldızının Bursa olduğunu söyleyebiliriz.
Yurdumuzun 4. büyük şehri olan, İstanbul’a yakın olmasının yanı sıra sanayi, iş ve eğitim sektörlerindeki gelişmesi sayesinde yoğun göç alan; Doğu Marmara’nın anakenti Bursa’da gayrimenkul yatırımları, özellikle en çok gelişmekte olan Nilüfer ve Osmangazi bölgelerinde yoğunlaşıyor.
Ulaşım sıkıntılarının giderilmesiyle tüm ilçelerinde yoğun konut ihtiyacının olduğu gözlemlenen Nilüfer ilçesinde yapılan yeni siteler, teknolojiyi takip eden donanımları, modern tasarımlarla bezenmiş mimarileriyle tüm sektör çalışanları, aileler ve öğrencilere hitap ediyor. İş alanlarına olan talebin de paralel şekilde artması her geçen gün yeni ofis, dükkân ve alışveriş merkezi projelerinin de geliştirilmesine sebep oluyor.
Bursa’nın bir diğer gözde semti olan Osmangazi de ise yine Nilüfer’e eşdeğer, İstanbul’da yer alan konutlarla yarışabilecek düzeyde konut alanları oluşturuluyor. Bu ilçede özellikle Demirtaş bölgesi dahilindeki siteler yatırımcıların gözdesi durumunda.
Kültürel ve doğal güzellikleriyle bir turizm merkezi de olan Bursa, artık turistler için de bir yatırım merkezi olarak yorumlanıyor. Şehir merkezine yakın yerlerdeki konut ve araziler özellikle Ortadoğu’daki yatırımcıların dikkatini çekiyor.
Konuyla ilgili olarak Eksper Bursa Emlak Uzmanı Yaşar Yıldırım, gayrimenkul yatırımlarının güvenli ve risksiz bir yol olduğunu belirterek birikimlerini değerlendirmek isteyenleri sevindirici haberler veriyor.
Bursa’da hizmet veren ve uzun yıllar emlak değerleme konusunda uzmanlık yapan Gayrimenkul Danışmanı Yaşar Yıldırım, altındaki sürpriz yükseliş sonrası, beklemede olan yatırımcıların birikimlerini nakde çevirerek hemen emlakçıların kapısını çaldıklarını, bu nedenle de inşaat sektörünün 2015 yılına güzel bir giriş yaptığını söylüyor ve beklentilerinin tüm yatırımcılar için hayırlı olmasını dilediğini ifade ediyor.